Nurullah Öztürk: Şampiyonluk için ruh lazım

Avrupa Şampiyonası’ndan sonra ara vermeden gelen Dünya Şampiyonluğu, aslında İspanyol futbolunun yeniden yapılanarak, başarılı bir kuşak üretmesinin eseriydi.

Bir dönem Piontek önderliğinde bizim de denediğimiz yapılanmanın sonucu, Galatasaray ve milli takım peş peşe Avrupa ve dünyada önemli başarıların altına imza attı. Her iki başarı da temel olarak benzer çalışmaların eseri olsa da, Barcelona arama ve tarama faaliyetlerini dünya üzerine yayarak, İspanya’da final vuruşlarını ıskalamayarak gerçekleştirdi.

Bizde ise Türkiye genelinde yapılan tarama ve yapılanma, kulüp ve ülke bazında önemli başarıların alt yapısını hazırlasa da, bu başarılar kalıcı ve kurumsal hale getirilemediği için, mevcut jenerasyonun futboldan kopmaları ile üst sıralardan koparak hayal kırıklıkları çukuruna düştük ve çukurdan çıkamadık.

SADECE PARAYLA OLMAZ
Beşiktaş bu yıl tarihi sürecinin dışına çıkarak, bir anlamda geleneğini terk ederek, pahalı ve marka transferlerin altına imza attı.

Büyük uğraşlar ve paralar vererek elde edilen bu çabanın mutlaka başarıya dönüştürülmesi gerekir.

Tek başına para başarı için yeterli olsaydı, Arap milyarderlerin takımları ulusal ve uluslar arası düzeyde büyük başarıların altına imza atarlardı. Dünya üzerinde marka olmuş hiçbir Arap takımı ve markasını hatırlamıyoruz maalesef.

Beşiktaş’ın bu çabasının anlamlı sonuçlar elde edebilmesi için; idari ve teknik yönetim başta olmak üzere tüm ekibin, lig şampiyonluğunu Şampiyonlar Ligi için araç, Avrupa Kupası’nda da final olarak belirlemesi, bu hedefi özümsemesi gerekir.

Yetiştirdiğiniz nesillerin ruhu ve ortak bir vizyonu yoksa, sıra dışı başarıları da unutun gitsin. Toplulukları anlamlı kılacak, onları bir arada tutacak, ekip yapacak ortak değerler ve hedeflere ihtiyaç vardır.

Bu değer ve hedefler de kişi ve kitleler üzerinde heyecan uyandırmalı, birey ve kurumları tarihe taşımalıdır.

Barcelona ve İspanya, başarı için yapmaları gerekenleri eksiksiz yaparak başarıya ulaştılar.

Beşiktaş başarmak istiyorsa, başarı kurallarını ihlal etmemek zorundadır.

Yoksa her zaman olduğu gibi, kendimiz çalar, kendimiz oynar, uzaktan başkalarını seyreder dururuz.

star